İSTANBUL
34
Nüfus : 15.655.924
Yüzölçümü : 5.461 km²
Çok Yüksek Derecede Riskli Deprem Bölgesi
İstanbul Depremsellik Analizi :
İstanbul Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde bulunmaktadır.
KAF tarihte ve günümüzde birçok yıkıcı deprem üretmiştir. Marmara Denizi bölgesinin son 2000 yıllık uzun dönem sismisitesinin yeniden değerlendirilmesi sonucu büyüklükleri 6,8 ile 7,4 arasında değişen 15 büyük deprem tespit edilmiştir.
17 Ağustos 1999’da KAF üzerinde gerçekleşen ve 7,4 büyüklüğünde olan deprem, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremidir. Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi’nin genelinde hissedilmiş, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova’da can ve mal kaybına neden olmuştur.
26 Eylül 2019 tarihinde gerçekleşen 5,8 büyüklüğündeki deprem ise İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Yalova ve Sakarya’dan da hissedilmiştir. Deprem, Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında 6,99 km derinlikte, KAF sisteminin Kumburgaz bölümünün batı ucunda yanal bileşenli bir hareket ile gerçekleşmiştir. Depremin ardından okullar ve hastaneler boşaltılmış, AFAD ihbar hattına 473 binanın hasarlı olduğu ihbarı gelmiştir.
Bina envanter bilgisine göre, İstanbul genelinde mevcut 1.165.526 binadan yaklaşık %70’i 2000 yılı ve öncesinde inşaa edilmiştir. Bina stokunun yaklaşık %23’lük bölümü, 1980 yılı ve öncesince inşaa edilen binalardan oluşmaktadır.
Bu binaların pek çoğu, inşaa edildikleri dönemdeki ilgili yönetmeliklerin koşullarını da sağlayamamakta, dolayısıyla olası depremlerde hasar alma riskleri çok yüksek görülmektedir.
Deprem İstanbul’un tüm ilçeleri için yüksek risk oluşturmakla birlikte; özellikle Adalar, Avcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Maltepe, Tuzla, Üsküdar, Zeytinburnu ve Sultanbeyli ilçeleri ve yakın mahalleler olası büyük depremden yoğun olarak etkilenecektir. Bu durumun ana sebepleri olarak; belirtilen ilçelerin faya yakınlığı, yapı stogu taşıyıcı sistem özelliklerinin yetersizliği, zemin koşullarının sıvılaşmaya müsait olması gibi sebepler sayılabilir.
Beylikdüzü ve Ataşehir, nüfus yoğunluğunun ve yüksek katlı yeni binaların fazla olduğu ilçelerdir. Özel okullar da bu bölgede yoğunlaşmıştır. Büyükçekmece ve Beylikdüzü ilçelerinin heyelan bölgesinde bulunmaları sebebiyle çökmeler gerçekleşebilmektedir.
Esenyurt, yüksek ve yoğun yapılaşma, artan nüfus ve göçmen yoğunluğu ile depremden etkilenme riski yükselen bir ilçedir.
Silivri ve Tuzla ilçeleri aktif fay hattına yakın olmaları, alüviyon kalınlığının fazla olması ve zemin koşullarının sıvılaşmaya müsait olması gibi sebepler ile depremden yoğun şekilde etkilenebilecek ilçelerdir.
Olası büyük depremde Bakırköy, Avcılar ve Zeytinburnu ilçelerinin tamamının etkileneceği öngörülmektedir. Özel, devlet ve şehir hastanelerinin, okulların bu ilçelerde yoğun olması, yapı stoğunun eskiliği, olası etkiyi arttırmaktadır.
Adalar ilçesi, fay hattına yakınlık ve yapı stoğunun eski olması nedeniyle yüksek risk taşımakla birlikte, nüfus ve yoğunluğunun azlığı, deniz ulaşım imkanlarının açıklığı, trafik problemi olmaması ilçeye ait diğer özellikler olarak ortaya çıkmaktadır.
Adalar ilçesi, fay hattına yakınlık ve yapı stoğunun eski olması nedeniyle yüksek risk taşımakla birlikte, nüfus ve yoğunluğunun azlığı, deniz ulaşım imkanlarının açıklığı, trafik problemi olmaması ilçeye ait diğer özellikler olarak ortaya çıkmaktadır.
Bağcılar, Bahçelievler, Esenler, Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Ümraniye ve Üsküdar ilçeleri, kalabalık ve yoğun nüfuslu ilçeler olmaları ve kapanması muhtemel yollar nedeniyle müdahale sürecinde diğer ilçelere göre fazlaca zorluk yaşanabilecek ilçeler olarak değerlendirilmiştir.
Bağcılar, Bahçelievler, Beyoğlu, Gaziosmanpaşa, Güngören, Tuzla, Şişli, Fatih, Kadıköy ilçeleri başta olmak üzere tüm ilçelerimizde, kişi başına düşen toplanma alanlarının artırılması, toplanma alanlarının altyapı (pis su-temiz su, elektrik) bağlantılarının sağlanabilirliği hedefine yönelik çalışmaların yapılması, deprem sonrası oluşabilecek riskleri azaltıcı unsurlar olarak belirtilmiştir.
İstanbul kapsamındaki bir çok ilçede kurumlar özelinde ortalama risk puanı yüksektir. Güney kıyı şeridindeki ilçelerin (Avcılar, Bakırköy, Beylikdüzü, Küçükçekmece, Maltepe, Silivri, Tuzla ve 173 Zeytinburnu) özellikle aktif fay hatlarına yakın olması sebebi ile artan deprem tehlikesinin zarar verebilirliğinden ötürü risk puanları artmıştır. Aktif fay hatlarına güney kıyı şeridine göre daha uzak olan ilçelerde ise risk puanının artmasında bina stoğunu oluşturan yapıların modern deprem yönetmeliklerinin gerektirdiği koşulları sağlamamaları etkili olmuştur.
Herhangi bir an yaşanabilecek olan 7.0 ve üzeri büyüklükte İstanbul Depreminde 2.5 milyon insanın hayatı ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.
Bilim insanlarımızın yaptığı araştırmalara göre İstanbul'da yaşanacak 7 ve üzeri şiddette bir depremde en az 630.000 can kaybı gerçekleşeceği
öngörülmektedir.
İstanbul'da yaşanacak 7.0 üzeri büyüklükte bir depremde mevcut İlkyardım ekipleri ve Siviil Toplum Kuruluşları arama kurtarma faaliyetleri için gerekli olan ihtiyacın yarısını dahi karşılayamamaktadır.
Bölgede yaşanacak 7.0 ve üzeri büyüklükte bir deprem sonrasında kanalizasyonların tahribi, türlü bölgelerde yangınlar, temiz suya ve elektriğe ulaşımda büyük zorluk yaşanılacağı; bölgede uzun süre bir kargaşanın hakim olacağı öngörülmektedir.
Yaşanacak İstanbul Depremi sonrası milyonlarca ton moloz yığını ve asbest ortaya çıkması bekleniyor. Bu büyüklükte inşaat ve yıkıntı atığının taşınabilmesinin imkansızlığı kadar taşındığı alanda büyük bir çevresel soruna yol açacağı da konuşulan sorunlar arasında.
Marmara Bölgesinin, Türkiye ekonomisinin %50'sini oluşturduğu bilinmektedir. Bu bölgede yaşanabilecek bir deprem felaketi ülkenin ekonomik alanda bir bağımsızlık sorunuyla karşılaşacağını gösteriyor.
İstanbul'da tam olarak ne zaman deprem bekleniyor?
''Bu ülkede sen deprem ile karşılaşmazsan çocuğun, çocuğun karşılaşmazsa torunun karşılaşacaktır. Torunun da karşılaşmazsa sen depremi zaten yaşamışsındır demektir.''